Ne denli önem taşır kurulu düzende kadın! Özellikleri saymakla tükenmez; baş niteliği anneliğidir. Düzenli aile, sağlıklı birlik kadınla erkeğin eşitliğe saygı gösterdiği ortamda oluşur ve gelişir. Kadınla erkeğin Yaradanı birdir. O ikisini de özgür yarattı. Onlara sevmeyi ve sevilmeyi sadece O öğretir. Yaradan kadını erkeği eşitdeğer sevgiyle sever. Durumun böyle olmasına karşın, çağlar boyu kadın-erkek ayrılığı, erkeğin kadına baskısı, onu birçok haktan yoksun bırakması insanın bunalımları arasında. Son yılların çarpıcı görünümlerinden biri, kadın haklarının geniş çapta ilgi toplaması, kadınların temel haklara geç de olsa kavuşması.
Yaradan kadınla erkeğe en parlak hakları verdi. Atalarımız Tanrı�ca konulan sınırı aşmaya kalktılar. Sonunda ikisi de günaha sürüklendi, tüm soya özgün ve kalıtımlı günahı aşıladı. İnsan günah işlemeden önce her dertten, ıstıraptan arıydı. Yaradanı�yla ruhsal paydaşlık içaçıcıydı. Sürekli barış esenlik güncel gönençti. Ama kadınla erkek sağlıklı sınırı aştı.
O ilk günahın işlendiği gün, yılan aracılığyla günahı insanlığa sokan iblise Tanrı şöyle seslendi: „�Seninle kadını, onun tohumuyla senin tohumunu birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senın başını ezecek, sen de onun topuğuna saldıracaksın� (Yaradılış 3:15). Günaha düşen insan Yaradan�ın Sevinç Getirici Haberi ilkin o parlak vaatle açıklandı. İblisin tohumu nedir? Karanlık egemenliğin gözle görülmeyen cin orduları ve karanlıktan kaynaklanan buyruklara göre yaşayan günahlı insanlar. Buna karşı kadının tohumu ne olabilir? Erden kız Meryem�den dünyaya gelen kurtarıcı İsa Mesih. O, iblisin kudurgan saldırılarıyla karşılaştı, ıstırap işkence çekerek çarmıhta öldü. Ama Tanrı�nın düzenlemesinde bu, en parlak yengiye dönüştü. Mesih üçüncü günde dirilerek günahın, iblisin, mezarın, cehenemin güçlerini ezdi, yıktı.
Kötülük güçlerine üstün gelen İsa Mesih kadının erkeğin kurtarıcısı, yeryüzünün birçok köşesinde sıkı yönetim altında tutulan, ikinci sınıf yaratık sayılan kadının koruyucusudur. Bunun belirgin örneklerine Kutsal Kitap’ta rastlarız. Bunları gözden geçirmek yararlıdır: Din önderleri, cinsel uygunsuzlukta yakaladıkları zavallı bir kadını yakapaça sürükleyerek İsa�’nın karşısına diktiler. �Böylesine ne yapmak gerekir? � diye sordular; ruhsal yasa uyarınca böylelerin taşlanması gerektiğini O�na anımsattılar.
Bu sinsi insanların amacı kötüydü. İsa, �zararı yok, bırakın! derse, O�nu yasasızlıkla suçlayacaklardı. Yok, �Taşlayın!� derse, bu kez O�nu katı yüreklilikle suçlayacaklardı. Hiç çekemedikleri İsa�yı kıskıvrak yakaladıklarını tasarlarken o şöyle dedi: �Aranızda günahsız olan kim ise, onun üstüne ilk taşı atsın!� Tümü de afallayıp kaldı. Söyleyecek söz bulamadılar, teker teker sıvışıp gittiler. İsa kadına şu güvenlik sözünü bildirdi: �Ben de seni suçlamıyorum. Git, bundan sonra yeniden günah işleme!� (Yuhanna 8:1-11).
On iki yıldır kan akıntısına tutulmuş, tüm parasını harcamasına karşın bu tür bakımdan hiçbir yarar göremeyen, tersine, daha da kötüleşen bir kadın, İsa�ya ilişkin çok şey duymuştu. İsa ölen bir kızı yeniden yaşama kavuşturmaya gidiyordu. Yoğun bir topluluk O�nun ardı sıra gitmekteydi. İmanlı kadın araya sokulup İsa�nın giysisine dokundu; çünkü, �Giysisine dokunursam kurtulacağım� diyordu. Gerçekten, Rabbin giysisine dokunduğu anda kan akıntısı durdu. Kendisinden güç çıktığını bilen İsa, �Giysime kim dokundu?� diye sordu.
Öğrencileri, �Bunca sıkıştırmaya karşı, �Bana kim dokundu� diye nasıl soruyorsun?� dediler. Kadın korkuyla, titreyişle İsa�ya yaklaştı, önüne düşüp tüm gerçeği açıkladı. İsa ona, �kızım� dedi, �İmanın seni kurtardı. Esenlikle git, hastalığından sağlık bul!� (Luka 13:11-13).
İsa bir yemeğe çağrılmıştı. Sofrada otururken, o yerde çok bozuk yaşamıyla tanınan bir kadın kasırga gibi içeriye seğirtti. Elindeki kaymak taşı bir kapta çok pahalı, güzel kokulu yağ taşımaktaydı. Gözyaşları dökerek dize kapandı, kaptaki sümbül yağını İsa�nın ayaklarına boşalttı. Gözyaşlarıyla O�nun ayaklarını ıslatıyor, saçlarıyla da onları kuruluyordu. Görünüm yürek burkucuydu. Kadın İsa�nın ayaklarını öpüyor, için için ağladı. İsa ona, �Günahların bağışlandı!� diyerek yepyeni bir günün ve yaşamın açılışını müjdeledi.